Erzurumsonhaber / Erzurum - Bütün ağırlığı ile üzerimizde htiğimiz, İslam'ı çağ dışı gösterme çabalarına baktığımızda, bu günkü sistemlerin, bu günkü anlayış ve kavrayışla'rın halen İslam'ın 1400 yıl önce, getirmiş olduğu çağa insanlığı ulaştıramadığını görmekteyiz...
Sömürüye ve köle düzenine son veren, İslâm'mı karanlıkların dünyasıdır.
Kız çocuklarının diri, diri gömülmesine son veren ve kadını gerçek değerine ulaştıran İslâm'mı çağın gerisindedir...
İşçiye sırtının teri kurumadan ücretini ödemeyi emreden Peygamberimiz'mi bugünkü çağın gerisinde kalmıştır...
Çamurlar içerisinde, bir dilim ekmek almaya çalışan, çabalayan insan manzaraları'nın olduğu bu günkü günümüzü düşünecek olursak, komşusu aç gezerken tok yatan bizden değildir diye kendisinin dışına o insanları iten, iki cihan sultanı'mı bu çağın gerisinde kalmıştır...
İnsanın en hayırlısı insanlara hizmet edenlerdir buyuran Peygamberimiz; İnsanı bu hayırlı hizmetlere yönlendirirken, bu çağın çok mu gerisinde bir şey söylemiştir...
"Bir devlet adl ile yükselir, zulm ile yıkılır buyurmuştur..."
Adalet nedir zulüm nedir diye sorulduğunda, en zayıf insanın en kuvvetli olandan hakkını kolayca aldığı devlet adaletli bir devlet, en zayıf insanın güçlü insandan alamadığı devlet zalim devlettir buyurmuştur...
Yani devletin temelini adalet üstüne oturtmuş olan ve bütün insanları Allah'ın yarattığı kutsal bir emanet gibi gören, bir sistem bir düşünce bugünkü çağın neden gerisinde kalmaktadır...
Öyle bir aydınlık'lar ve karanlıklar dünyası önümüze koymaktadırlar'ki, kendi inancıyla ve değerleriyle beraber kamudan yararlanmak isteyenleri, kendi inancıyla ve değerleriyle beraber ilimden, tahsil"den, medeniyetten istifade etmek isteyenleri, baskı altına almak, ve insanların en temel insani haklarını baskı altına almak'mı, aydınlıkla'rın dünyasıdır....
Eğer aydınlıkla'rın dünyası diye ifade edilen bu dünya buysa, o zaman biz bu aydınlıkların dünyasında değiliz.
1400 yıl önce veda hutbesi ile insanlara hakkı, adaleti, insani değerleri insanca yaşama haklarını ve bütün inançların, dinlerin insanın cuzzi iradesi ile, kendi iradesi ile seçebileceği'ni vadeden ifade eden bir peygamberin ümmeti olmaktan, bugün büyük bir onur duyarak, onun getirmiş olduğu aydınlık'lar dünyasında, yaşamak arzumu'zu isteğimizi daha kuvvetli bir şekilde ifade etmeye mecburuz...