Erzurumsonhaber / Erzurum - Dinler arası Diyaloga karşı değilim, lakin gerek Hristiyan, Yahudi ve İslam dininin ortak sorunlarının çözümüne odaklı bir çalışma ise amenna.      Zulmün hüküm sürdüğü ; Mezopotamya yani Ortadoğu'nun akıtılan kanı üzerinden 'DİYALOG" kurulmasına, kimse müdahale etmeden kendi çıkarları için bir mücadele sarf ediliyor ise, kusura bakmayın beyler, kan üzerinden diyalog asla kabul edilemez...     Katoliklerin ruhani lideri Papa Francesco, Birleşik Arap Emirlikleri’ne (BAE) ziyaret gerçekleştirdi.      Aslında bu, bir papanın tarihte Arap yarımadasına gerçekleştirdiği ilk ziyaret olma özelliği de taşıyor aynı zamanda...     Abu Dabi Veliaht Prensi Şeyh Muhammed bin Zayid el Nahyan’ın davetlisi olan Papa Francesco, dinler arası diyalog konferansına katıldılar.     Papa, salı günü de Abu Dabi’nin en büyük stadyumunda, 130 bin civarında Hristiyan’ın katılması beklenen kitlesel bir ayin düzenleyecek.     Mısır’daki El Ezher Üniversitesi’nin baş imamı Şeyh Ahmed el Tayyib’in girişimiyle düzenlenen, “İnsani Kardeşlik” temalı etkinlikte bir de konuşma yapacak olan Papa'ya, farklı din mensupları da eşlik edecek.     BAE’de, çoğu Filipinler ve Hindistan’dan olmak üzere yaklaşık bir milyon Hristiyan yaşıyor.     Sizce batı, İslamofobi'si kendi ülkelerinde dinler arası diyaloga ne kadar açıklar. Yada şöyle söylesem daha mı anlaşılır olur, tüm fedakarlık İslam dinine mensup müslümanlardan'mı bekleniyor...     Diyaloga her zaman açığız lakin, müslüman coğrafyasında yaşanan olaylar diyalogdan çok, çözümden çözümsüzlüğe odaklı çabalar, inanın hiç de ikna olacağımızı çağrıştırmıyor...     Buna ne denir biliyor musunuz;     Arapların Osmanlı’ya hakaret edip, sonrada Papa’nın yanında el pençe divan durması denir...     Tarihin asla unutmayaca'ğı tutum sergilemeleri, aslında onlar için ilk değil, sonda olmayacak lakin tarih her zaman tekerrür etmiştir bunda da tekerrür etmemesi içten bile değil...